Detoks nedir? Havalar ısınıyor. Tüm doğa gibi bedenimizin de yenilenme zamanı. Kışın yarattığı tüm kasveti, hava kirliliği, ısınmak için yenilen yağlı ve şekerli yiyeceklerin tüm toksinleri ve ağırlığını üzerimizden atmak istiyoruz. Yavaş yavaş içimiz ısınıyor, yüreğimiz kıpırtılı ve yenilenme heyecanı içinde. Ama bazılarımızda ise şikâyetler aynı:
‘Her zaman yorgunum, fazla kilolarım var, sürekli başım ve eklemlerim ağrıyor ama doktorlar bir şey bulamıyor, nerdeyse her ay soğuk algınlığı veya nezleye yakalanıyorum, kabızlık ve sindirim problemlerim var, tansiyonum yüksek, adet öncesi inanılmaz gerginlik hissediyorum, her şey bana alerji yapıyor’ diyorsanız; fazlaca alkol tüketiyor, kahve ve sigara kullanıyor, fazlaca fast food yada yağda kızarmış yiyeceklerle besleniyorsanız detoksifikasyona ihtiyacınız var demektir.
Modern yaşam ve gelişmiş teknolojilerin hayatımıza neler kattığından çok neler aldığına odaklanmalıyız artık. Kimyasal atıkların kirletmediği su ve hava bulmak nerdeyse imkânsız hale geldi. Kanuni yaptırımlar hem yetersiz hem her gün henüz yaşamı tehdit etme özelliği ortaya çıkmamış bir sürü yeni toksik kimyasallar piyasaya sürülüyor. Her gün bunlara maruz kalıyor ve vücudumuza alıyoruz, pek çoğu yağda eridiğinden vücudumuzda depoluyoruz.
Vücudumuzun bu toksinleri uzaklaştırma yeteneği var, yani genel bir iyilik halimiz varsa bunun işlediğini düşünebiliriz.
Detoks nedir?
Alınan bu toksinlerin dokularımıza zarar vermeden atılmasına detoksifikasyon, kısaca detoks denir. Toksinlerin hepsi dışardan alınmaz. Vücudumuz da bu zararlı maddeleri yaşam tarzımıza bağlı oluşturabilir. Vücudumuzda iki farklı detoks sistemi vardır. Birincisi antioksidasyon sistemi, ikincisi ise karaciğerin detoksifikasyon görevidir.
Antioksidasyon: Enerji sağlamakta temel madde oksijendir. Tüm hücrelerin buna ihtiyacı var, örneğin beyin hücreleri en fazla 3 dakikalık bir oksijensizliğe tahammül edebilir. Kötü haber radyasyon, kirlilik, virüsler, ilaçlar ve sigara gibi etmenlerle zehirli bir bileşik olan oksijen radikallerine dönüşür (serbest radikaller) ve bunlarda dokulardaki hücrelere kolaylıkla bağlanır. Bu bağlanma elektron alışverişi ile olur ve domino etkisi dediğimiz diğer bağlanmaları da tetikler. Basit bir benzetmeyle ısırılmış bir elma nasıl açık havada çürüyorsa hücrelerde öyle yıpranır ve yaşlanır.
İyi haber ise bu hasarları önleyecek bir sistemimiz var. Tek yapmamız gereken bu çürümeyi baştan engelleyecek besin eklerini almak. Bu temel besin ekleri C, E ve B2 vitaminleri, biflavinoid, beta karoten, glutatyon, selenyum ve çinkodur. Bu maddelerin hepsi aynı anda zincirleme bir görev yaparak bu radikalleri organizmadan uzaklaştıracak hale getirir. Yani bu besin eklerini hep birlikte ve uygun miktarlarda almalıyız.
Birçok kronik hastalık bu oksidasyon stresine bağlıdır. Bu da bazılarımızın neden çabuk yaşlanıp bazılarımızın genç kaldığını açıklar. Hem fiziksel hem psikolojik stres bu toksinlerin artmasına ve vücudun bu maddelere ihtiyacının artmasına neden olur.
Karaciğer detoksifikasyonu: Detoksifikasyonun diğer önemeli aşaması ise karaciğerde olur. Karaciğerde bulunan birçok enzim değişik yollarla vücuda giren toksik maddelerin atılımını sağlar. Toksinler önce vücuda zararsız veya daha az zararlı ara formlara dönüştürülür, sonra parçalanır. Birçok toksinin yağda erime özelliği vardır. Bazıları bağırsakla atılırken bazıları da suda eriyen hale getirilir; böylece böbrekten atılması sağlanır.
Bu iki aşamalı detoksifikasyonun ikinci aşamasında gereken enzimlerin çoğu vitaminler, mineraller ve amino grup asitlerden sağlanır. Bu maddelerin yetersiz olması durumunda oksijensiz serbest radikaller ortaya çıkar. Bu serbest radikaller toksinin kendisinden bile daha zararlı olabilir.
Bu maddeler endokrin (Hormonal) sisteme (tiroit, böbreküstü bezi ve pankreas bezleri) , bağışıklık sistemine ve sinir sistemine zararlı etkileri vardır.İyi haber ise bu ikinci detoks sürecinin yeterliliğinin çok basit testlerle ortaya konulabilmesidir.
Sonuçta vücudumuzda birken bu toksinleri uzaklaştırmanın yani DETOKS un üç temel şartı var. Bu toksik maddeleri olabildiğince almamak, alınan yada yanlış beslenme yada hayat tazı nedeniyle vücudun oluşturduğu bu toksinleri vücuttan uzaklaştırmak ve bunu sağlayan temel organ olan karaciğerin yükünü azaltacak beslenme şeklini oluşturmak.
Sağlıklı besinler tüketerek doğal yoldan detoks yapmak toksinlerin vücuttan uzaklaştırılmasına ve temizlenmesine yardımcı olmaktadır. Çoğu insan daha sağlıklı bir görünüme ve vücuda sahip olmak istiyor. Bu noktada sadece detoks yapmak yeterli olmuyor; bunun yanında her gün 6-8 bardak su tüketerek organlarınızın en iyi durumda olmalarını ve vücudunuzda da yeterli su bulunmasını sağlayabilirsiniz. Su, vücuttaki zararlı toksinlerin yok olmasında oldukça etkilidir.
Limonlu sıcak su
Limon bağışıklık sisteminizi güçlendiren ve toksinlerin vücuttan uzaklaştırılmasını sağlayan bir besindir. Sabah kalktığınızda bir bardak limonlu sıcak su içmek güne daha zinde başlamanıza yardımcı olacaktır. Limon, vücut dengesinin yeniden bulunmasında etkili olan alkali besin kaynağıdır. Limonlu sıcak su kolaylıkla yapabileceğiniz bir detoks yöntemidir ve oldukça etkilidir.
Bol yeşillik tüketimi
Meyve ve sebze tüketimini arttırabilirsiniz. Sebze yemeğinin yanında bol yeşillikli büyük bir tabak salata tüketmeniz kilonuzu korumanıza yardımcı olur.
Güne yeşil smoothie ile başlamak
Genellikle içerisinde ıspanak yaprakları, zencefil, ekşi elma bulunan ve daha birçok yeşil besinin eklenebileceği yeşil smoothie, toksinleri vücudunuzdan atmanıza yardımcı oluyor.
Meyve tüketimi
Meyvenin vücutta toksinleri temizleyici etkisi vardır ve sindirimi kolaydır. Yemeklerden 1-2 saat sonra tüketimi, sağlık açısından daha iyidir. Meyve, doğal bir detoks etkisine sahiptir.
Lif tüketimini arttırmak
Lif, insanların aslında çok tüketmediği bir besindir. Taze meyve, sebze ve tahılları bol bol tüketmelisiniz. Lif tüketimi sindirim sisteminizin düzenli çalışmasına, bununla birlikte vücuttaki toksinlerin azalmasına yardımcı olur. İyi bir detoks yöntemidir.
Bitkisel çay içmek
Bitkisel çaylar antioksidan deposudur. Yeşil çay, zencefil çayı, rezene çayı, tarçın vb. besinler vücuttan toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Yemeklerden sonra tüketildiğinde hazmı kolaylaştırmaktadır.
Su tüketimi
Su etkili bir detoks için en önemli yöntemdir. Zayıflamak ya da daha sağlıklı bir vücuda sahip olmak için başladığınız detoks mutlaka su tüketimiyle desteklenmelidir. Günde en az 8 bardak su tüketmelisiniz. Su sağlıklı bir sindirimi sağlar, vücuttaki toksinlerin atılmasına, zayıflamanıza yardımcı olur.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.