Koronavirüs ile yaptığımız mücadele 2'nci yılına girdi. Şimdi akıllarda deli sorular var. Virüs için aşıların da etkinliği tartışılmaya devam ederken Omikron nedir? Korkmamız gerekiyor mu? Tedavi yöntemi nedir? Nasıl Bulaşır? gibi soruların yanıtlarını sizin için derledik.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Virüs Evrimi Teknik Danışma Grubu, Güney Afrika’nın 24 Kasım’da bildirdiği yeni varyantı (21K/B.1.1.529), 26 Kasım’da yaptığı toplantıyla kaygı verici varyant (VOC) olarak sınıflandırmış ve “omikron” olarak adlandırmıştır. Ülkede günlük vaka sayısı son üç hafta içinde %1 civarından %30’a ani bir yükseliş göstermiştir.
Omikron varyantı 28 Kasım itibariyle dört kıtada saptanmış durumdadır. Afrika kıtası dışındakiler, Güney Afrika seyahatinden dönenler ya da onların temaslılarıdır.
B1.1.529 (OMİKRON) VARYANT ÖZELLİKLERİ
Varyantın diğer varyantlara kıyasla 32’si S proteininde olmak üzere yaklaşık 50 civarında aminoasit değişimi taşıdığı saptanmıştır. Bu aminoasit değişikliklerinin bazıları, daha önce yapılan klinik ve deneysel çalışmalarda virüsün bağışıklık sisteminden kaçma yeteneğinin gelişmesi, çoğalma kapasitesinin artması ve daha hızlı bulaşması ile ilişkili bulunmuştur. Ön kanıtlar, diğer endişe verici varyantlara kıyasla bu varyantla enfeksiyon tekrarı riskinin arttığını göstermektedir. Bu mutasyonların COVID-19 hastalığının tanısı, tedavisi ve mevcut aşıların etkinliği üzerine olan etkilerini araştırmaya yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.
KORUNMA YÖNTEMLERİ
Bilinen korunma yöntemleri hala geçerliliğini korumaktadır. Salgının kontrol altında tutulmasında, gerekli önlemlerin zamanında alınmasının kritik önem taşıdığı açıkça görülmüştür. Varyantın ne boyutta bir tehdit potansiyeli olduğuna dair daha sağlıklı bilgi ve veriler kısa süre içerisinde elde edilecektir. Ortak kanı, mevcut asılar ya da geçirilmiş enfeksiyonların sağladığı bağışıklığın en azından ağır hastalık
ve ölüme karşı koruyuculuklarını sürdürecekleri yönündedir.
Virüs henüz kuluçka dönemindeyken ya da belirtileri hafif seyreden bir kişinin de bulaştırıcı olabileceği unutulmamalıdır. Şüphe duyulduğunda yapılacak hassas PCR Testi ile saptanacak pozitif vakaların izolasyonu,
bulaştırma riskini azaltarak salgının kontrol altına alınmasına katkı sağlamaktadır.
TANI TESTLERİ
Mevcut SARS-CoV-2 PCR Testleri bu varyantı saptayabilmektedir.
Laboratuvarımızda kullandığımız SARS-CoV-2 PCR kiti, COVID-19’dan şüphelenilen veya belirti (semptom) göstermeyen kişilerin taranmasında FDA’dan onay alan tek yöntemdir.
Influenza & SARS-CoV-2, Antijen (Combo) ve Solunum Yolu Enfeksiyonları Moleküler Paneli (19 virüs, 3 bakterinin PCR ile analizi); mevsimsel enfeksiyonlarla sıkça karşılaştığımız kış aylarında tek seferde ayırıcı tanı sağlamaktadır.
Omicron Varyantı Nedir?
Omicron varyantı Afrika'dan geldiği bilinen mutasyona uğramış SARS COV-2 virüsüdür. Dünya Sağlık Örgütü tarafından kaygı uyandıran varyantlar listesine eklenen beşinci varyant olmuştur. Afrikada vaka sayılarında düşüş seyri gözlenirken tekrar bir yükseliş gözlendiğinde yeni bir dalga olarak Omicron (Nu) varyantının bu artışa neden olduğu anlaşıldı. Daha önce Avrupa, Asya ve Avustralya'da da çeşitli şehirler ve ülkelerde ortaya çıkan Omicron varyantı Türkiye'de de tespit edildi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), üye ülkelere Omicron (B.1.1.529) varyantı konusunda bilgilendirme metni yayınladı. Metinde, “Omicron'un küresel düzeyde daha fazla yayılma potansiyeli yüksektir” denildi. DSÖ’nün yayınladığı bilgilendirme metninde, Omicron’un çok sayıda mutasyona sahip olan farklı bir varyant olduğunun altı çizilerek, bağışıklık sisteminden kaçma ve yüksek seviyede bulaşıcı olabilme potansiyelinin endişe verici olduğu aktarıldı.
Omicron Varyantı Belirtileri Nelerdir?
Omicron varyantına sahip kişilerde; kuru öksürük, yüksek ateş, gece terleme, vücut ağrısı, tat ve koku alma hissinin kaybedilmesi görülüyor. Ayrıca aşırı halsizlik gibi olağandışı semptomlar da bu varyantla ilişkili semptomlar arasında yer almaktadır.
Omicron Varyantı Nasıl Bulaşır?
Omicron varyantı, daha önce tespit edilen Delta ve Mu varyantlarına benzer şekilde, virüsün hedef hücrelere tutunmasını sağlayan “spike” (diken) proteinlerinin yapısında ve çoğalma kabiliyetinde değişime neden olan bazı mutasyonlar sonucuyla ortaya çıkmıştır. Aşıların hedef aldığı spike proteinlerinde değişime neden olması sebebiyle Omicron varyantı, diğer varyantlara göre daha kolay bulaşma kabiliyetine sahip bir hal almıştır. Virüsün bulaşması ise salgının ilk başladığında olduğu gibi solunum yoluyla, hasta kişilerden temas yoluyla ve hastaya ait vücut sıvılarına temas yoluyla gerçekleşmektedir.
Omicron Varyantı Tanısı Nasıl Konuluyor?
Yaygın olarak kullanılan PCR testleri, diğer varyantlarda da gördüğümüz gibi, Omicron enfeksiyonu da dâhil olmak üzere COVİD-19 enfeksiyonlarını tespit edebiliyor. Hızlı antijen tespit testleri de dahil olmak üzere diğer test türleri üzerinde herhangi bir etkisinin olup olmadığını belirlemek için ise çalışmalar devam ediyor.
Her Yeni Çıkan Varyant Daha mı Tehlikeli Olacak?
Virüsün genetik yapısı tüm parçalarını kodlamaktadır. Varyantlarla birlikte ortaya çıkan değişikliklerin virüsün hangi bölgesinde olduğu çok önem taşımaktadır. Omicron varyantında ortaya çıkan başlıca değişiklik virüsün vücutta yapıştığı bölgeyle ilgilidir. Bu virüsün vücutta daha kolay yapışmasına yol açtı. Böylece Omicron varyantının virüsün önceki versiyonlarına göre daha bulaşıcı bir hastalık tablosuna yol açabileceğine dair endişeler oluştu. Omicron’ın neden olabileceği can kaybı oranıyla ilgili uzun vadeli bir çalışma henüz bulunmasa da COVİD-19’un diğer varyantlarında olduğu gibi özellikle aşısız kişilerde tehlikeli ve ölümcül sonuçlar ortaya çıkarabileceği bilinmektedir. Dolayısıyla her yeni çıkan varyantın daha tehlikeli olacağına dair bilimsel bir veri de mevcut değildir.
Aşılar Koruyucu mu?
Omicron varyantı, aşı ile oluşan antikorlardan kaçmasını kolaylaştırabilecek birden fazla mutasyona sahip. Ancak aşılara karşı direnci henüz araştırma aşamasındadır. Mevcut vakalara bakıldığında, aşıların ciddi hastalık ve ölüme karşı etkili olmaya devam ettiğini, ağır hastalık ve can kayıplarının azaltılmasında kritik rol oynadığını söyleyebiliriz.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.