SOL SABİT
SAĞ SABİT
İstanbul
28 Mart, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.32
  • EURO
    35.12
  • ALTIN
    2295.1
  • BIST
    9047.9
  • BTC
    70873.19$

Üç “Neden”

Üç “Neden”
Kendi Hikayenizi Yazın
HEPİ HABER ÖZET ALTI

Kendinize şu soruları hiç sordunuz mu:

  • Potansiyelimin ne kadarı kullanabiliyorum?
  • Yaptığım işten ne kadar tatminim?
  • Lider etiketi bana ne kadar yakışıyor?

Simon Sinek Kendi Nedenini Bul! adlı kitabında “Bir insanın, potansiyelini hayata geçirip kendisini tatmin olmuş gibi hissetmesi bir ayrıcalık değil, bir haktır. Çalıştığınız kurum güne heyecanla başlamanızı ve mutlu bir şekilde günü tamamlamanızı sağlamıyorsa işleri ele alıp hayal ettiğiniz lider haline gelmeniz gerekiyor” diyor. Pandemi ile beraber dünyanın girdiği ekonomik durgunluk ve azalan iş fırsatları potansiyel, liderlik ve kariyer kavramlarına olan bakışı değiştirdi. Kariyer anlamında bugün birçok iş dünyası profesyonelinin kafası eskisine göre çok daha fazla karışık. Koçluk hizmeti verdiğim kurumsal dünya çalışanları ve girişimcilerin salgının ilk günlerinden bu yana en çok dile getirdikleri kelime: “Sıkışmışlık.” Belirsizliği sevmeyen insanoğlu yaşadığı belirsizliklerin yoğunluğu nedeniyle kendini köşeye sıkışmış hissediyor. Acaba bugünün sıkışmışlığından kendimize, değişen yeni dünya düzeninde daha güvende hissedebileceğimiz bir kapı açabilir miyiz? Bunun için hangi bakış açısını algımıza almalı, hangi inançlarımızı değiştirmeliyiz?

Seth Godin İkarus Yanılgısı adlı kitabında, İkarus’un hazin sonunu anlatan hikayesiyle aslında toplumların inanç sistematiğinin ve algılarımızın nasıl yönlendirildiğini anlatır. Efsaneye göre Daedalus usta, Kral Minos'un işlerini baltaladığı için sürgüne gönderilir. Bir zanaatkar olan usta sürgünden kaçmak üzere hem kendine hem de oğluna bir çift kanat tasarlar. Ve oğlu İkarus'u uyarır: "Kanatlardaki balmumunun erimemesi için fazla yüksekten uçma, güneşe yaklaşma." Tabi uçmanın büyüsü İkarus’un gözlerini kör, kulaklarını sağır eder. İkarus heyecanı ile yükselir, yükselir ve en sonunda denize düşer ve ölür. Seth bu efsaneden alınacak dersleri “Krala karşı çıkmayın. Babanıza karşı çıkmayın. Gerçekte olduğunuzdan daha iyi olduğunuzu hayal etmeyin ve en önemlisi ancak bir tanrının yapabileceği bir şeyi yapacak yeteneğe sahip olduğunuza asla inanmayın” der ve ekler: “Efsanenin size anlatılmayan bölümü ise şöyledir: İkarus’a fazla yükseğe uçmamasını söylemekle kalmayan Daedalus, oğluna fazla alçak, denize fazla yakın uçmama talimatı da verir çünkü ıslanırsa bu kez de su kanatlarının yükünü arttıracaktır. Toplum efsaneyi değiştirerek bizi denizle ilgili bölümü unutturmaya yönlendirdi ve dik durmanın, öne çıkmanın aykırı olmanın tehlikelerini sürekli birbirimize anımsatıp durduğumuz bir kültür yarattı” diye de ekler.

Toplumun bize öğrettiği tehlikelerden kaçınma ve bunun arkasındaki korkular bizi harekete geçmekten, değişimden alıkoyuyor. Bugün birçok işinin ehli, yetkin profesyonel bireyler oluşan kültürün, geçmiş inanışların ve her türlü medyanın da yönlendirmesi ile iyice sıkışmış durumda. Simon Sinek’in bahsettiği “hayal ettiğiniz lider haline de gelmek” noktasında bir grup da denizin içinde boğuluyor, kanatlar sular içinde.

Peki tüm bunların içinden nasıl bir çıkış yolu bulabiliriz?

Betty Edwards, 1979’da Drawing on the Right Side of the Brain adlı bir kitap yayınlar. Kitapta, “Resim çizmek gerçekten de çok zor değil. Sorun, görmek. Ve görmenin, gerçekten görmenin sırrı, emretmekten hoşlanan ukala sol beyni susturmaktı. Böylelikle daha olgun ve tatlı olan sağ beyin büyüsünü ortaya koyabiliyordu” diyor. Sol beyni susturup sağ yarımküreyi kullanmak insan olmamıza katkıda bulunuyor.

Bugüne kadar mantık, analitik ve sayısal olma gibi sol beyin kapasitesi öne çıkmış ve belki İkarus’un kanatlarını erimekten korumuşken, yaşanan belirsizlik ve kaos içinde artık bütünü gören, sezgisel sağ beyin kapasitesini harekete geçirmemek de kanatların su almasına ve boğulup gitmemize neden olacak.

Bugün kariyerde yaşanan sıkışıklığın da en önemli nedenlerinden biri eski bilinen tekniklerin ve düşünce sistematiklerinin yetersiz kalması, mantığın tek başına süreci yönetmede yetersiz kalmasından ileri geliyor! Zira aralık ayında yayınlanan Senin Hikayen adlı kitabımda belirttiğim, “Kariyerin insan yaşamından bir farkı yok! İnsan doğar, büyür, gelişir ve yaşamı sonlanır” cümleleri sol beynin içinde bulunduğu konjonktür gereği kabul edebileceği bir şey değil. Sonlanma onun için tamamen bir yok oluşken Senin Hikayen’de sonlanma “Yeni bir kariyer başlangıcının, daha güzel, keyifli, huzurlu ve neşeli bir kariyerin müjdesi” olarak büyük resmi görmeye, sağ beyin kapasitesini harekete geçirmeye çalışıyor.

Bugün bu kapasiteyi harekete geçirmeyen ya da geçiremeyen çalışanlar, var olan organizasyon şemaları içinde yer bulamadıkları için “yaşayan genç emekliler” olarak varlıklarını sürdürmeye çalışıyor. Oysa kariyer her zaman yeniden tasarlanabilir. Ve bu tasarımı gerçekleştirme niyetine girildiğinde, aslında sıkışmışlıktan da çıkışın ilk yakalandığı noktaya gelinir. Odağı farklı noktalara taşımak, farkındalıkları deneyimlemek kaçınılmaz olur.

Farkındalık noktasında Simon Sinek’in “Altın Çemberler”i çok önemli buluyorum.

İç içe çemberlerden oluşan bu sistemde Sinek, “Ne yaptığımızı ve neyi nasıl yaptığımızı genelde biliriz. Ama ‘neden’i çok az kişi bilir” der. Peki ‘ne ve nasıl’ı tanımlayabilen biz ‘neden’i de bulabilirsek ne elde ederiz?

“Neden”i bulmak aynı zamanda büyük resmi görmemize yardımcı olacak en önemli adım olacaktır. Zira ‘neden’ bizi motive eder, heyecanlandırır ve ilham verir. Düşünsenize bir amaç, inanç ve dava uğruna yatağınızdan kalkıyorsunuz. Bir örnekle vermek gerekirse, hizmet verdiğim birçok genç girişimci, tekrar eski kurumlarına geri dönülme fırsatı verilse bile dönmeyeceklerini ifade ediyorlar. Zira onlar, eski kurumlarında ortaya koyduğu ürünün ne olduğunu bilmelerine rağmen, arka plandaki nedeni çoğu zaman bilmiyorlar ya da nedene sahip çıkamıyorlar.

Şu sorular yoluyla mevcut durumu değerlendirmeye, kariyerinizi gözden geçirerek potansiyelinizi ne kadar efektif kullandığınızı gözden geçirebilir, birtakım kararlar alabilirsiniz.

  1. Mevcut işinizin arkasında bulunan ‘neden’i biliyor musunuz?
  2. Bu nedeni biliyorsanız bu sizi ne kadar tatmin ediyor, heyecanlandırıyor?
  3. Her şey mümkün olsa sizi bugünden yarına taşıyacak kendi ‘neden’iniz ne olur?

Bu üç soru aslında kendi hikayenizi oluştururken fitilin ateşini yakmak üzere kullanılabilir. Bu sorular sağ beyin kapasitesinden gelen sezgisel ve bütünsel cevapları bulup sizi geleceğin hayalini kurgulatmaya götürecektir. Öyle ki, kimi zaman inançlarınızı ve algınızı tamamen değiştirerek sizi kendi hikayenizi yazacağınız liderliğinize götürecektir.

Durum değerlendirmesinden kaçındığınız, aksiyon almaktan korktuğunuz ve harekete geçmediğiniz kariyeriniz acaba sizlere zaman, para, iç huzur ve tatminden başka neler kaybettiriyor olabilir? Beyninizin bugüne kadar gururla kullandığınız mantıklı tarafı olan sol beyni, sağ beyin kapasitesi ile beraber bütünsel kullanma kararı almak aslında iki kanadını kullanan bir kuş haline gelmek olacaktır. Kendi içsel liderliğinize alan açarak sıkışmışlıklarınızdan “neden”inizle çıkabileceksiniz.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Facebook Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.